1-Şüpheli 17.01.2021 Tarihli Akit TV HD isimli kanalın ters kutuplar programında halka yapılan propaganda ile sağlık çalışanlarına yönelik düşmanca, tahrik edici ve
aşağılayıcı beyanlarda bulunmuş aynı zamanda Basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmek suretiyle iftira suçunu işlemiştir.

“Söz konusu programda, sağlık çalışanlarının savaş koşullarındaki subay gibi görev yapması gerektiğinden bahisle çalışanların özlük haklarından bahsetmelerinin “rüşvet” istemek olduğunu ve böylece suç işlediklerini öne sürmüştür.

Özlük hakları kamu çalışanlarının ve sağlık personelinin anayasal hakkıdır. Devletin pozitif yükümlülükleri arasında koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerini sunma görevi bulunmaktadır. Devlet bu görevini kamu çalışanları ve hizmet satın alma yolu ile yerine getirir. Ancak hiçbir çalışanın “angarya” olarak özlük hakları verilmeksizin kamu görevi ifa etme yükümlülüğü yoktur.

Devlet bütün hizmetlerinde olduğu gibi sağlık hizmetlerinin sunumunda da çalışanların özlük haklarını ihlal etmeksizin hizmeti sağlayabilecek güçtedir.

Nitekim yetkililer açıklamalarında pandemi ile mücadelede güçlü bir kamu hizmeti verildiğini, devletin pandemi ile birçok gelişmiş ülkeden daha iyi mücadele edebilecek güçte olduğunu tüm ulusal ve uluslararası kamuoyuna duyurmuşlardır.

Müvekkilim sağlık çalışanları görevlerini layıkıyla yerine getirmekte ve salgınla canla başla mücadele etmektedirler. Bu ülkede TV ekranlarında boy gösterip hukuk, bilim, hak adalet, kamu görevi adına hiçbir hizmet vermeyip ahkam kesenlerin, ihale alcılarının ne iş yaptığı belli olmayıp haksız gelir elde eden kişilerin ülkeye faydaları sorgulanmayıp, canları pahasına, ailelerinin çocuklarının anne babalarının hayatını riske atarak hizmet veren sağlık çalışanlarının özlük hakkı talebinin rüşvet olarak kamuoyuna yansıtılması halkı kin ve düşmanlığa sevk etmektir.

Ayrıca SENDİKA ÜYELİRİMİZİN içinde bulunduğu aile hekimliği çalışanları hiçbir zaman ek ödeme prim vs. talebinde bulunmamıştır. Tam tersine salgın ile mücadele koşularında ek külfet getirilmemiş, koruyucu ekipman ve kadro sayısının çoğaltılmasını, bulaş riskine karşı koruyucu önlemlerin alınmasını, sağlık çalışanlarının iş güvenliğinin ve tazminat haklarının sağlanmasını istemişlerdir. Sendikamızın genel politikası da böyledir.

”6 bin TL nin altında maaş alan hemşire yoktur” ifadesi doğru değildir. Bu ifade Halkı yanlış yönlendirerek sağlık çalışanlarına karşı kin ve nefret uyandırmakta ve şiddete sevk etmektedir.

Bu ülkede Pandemi koşullarında dahi, hastane kapılarının tekmelendiği; Profesöründen tutun hasta bakıcı sağlık çalışanlarının birbirine kenetlenerek kapılara kendilerini siper ettiği görüntülere tanık olundu. Filyasyon ekipleri ambulanslarda darp edildiler. Ülkemizde uğradığı saldırı sonucunda öldürülen, yaralanan binlerce hekim hemşire sağlık çalışanı bulunmaktadır.

Eli silahlı kişiler hiçbir devlet kurumuna bu kadar kolay girmemektedir. Hiçbir devlet kurumunda el kol sallanarak girilip çalışanlar katledilmemektedir. Hiçbir devlet kurumundaki çalışanlar her gün dahi hakaret ve şiddete bu kadar kolay maruz kalmamaktadır.

En kutsal görevi ifa eden sağlık çalışanları hiçbir koruma, güvence sağlanmadan başlarına ne gelirse kaderleri gibi yaşamakta iken pandemide yine en önde vatan hizmeti vermeye devam etmiştir.

Her gün ölümle burun buruna olan sağlık çalışanlarına “RÜŞVET İSTİYORLAR” demek yerine onların yüklerini hafifletmek, özlük haklarını sağlamak ya da sağlanmasını talep etmek, hak ihlallerini engellemek, devletin ve sağlık hizmeti alan bireylerin vazifesidir.

Sağlık çalışanları eşit yurttaş, devletin haklarını koruduğu kamu hizmeti veren bireylerdir.
Bir TV kanalında ahkam kesmekten başka bir işe yaramayan kişilerin aşağılayacağı, halkın düşmanlığına sevk edeceği, hakları verilmeyen, şiddete maruz kalmasında sakınca görülmeyen, onurlarının zedelenebileceği köleler değildir.

2- Söz konusu programda anayasal haklarını dile getiren çalışanların rüşvetçi olduğu ifade edilmiş ve savaştan kaçan askerlere benzetilmek suretiyle hain ilan edilmişlerdir.
3- Suçtan zarar görme kavramı suçun doğrudan ve bizatihi mağduru olmaya indirgenemez. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 29 Kasım 1985 tarihli ve 40/34 sayılı kararıyla kabul edilen Suçtan ve Yetki İstismarından Mağdur olanlara Adalet Sağlanmasına dair Temel Prensipler Bildirisi; ceza kanunlarının eylem veya ihmal yoluyla ihlal edilmesi nedeniyle, bireysel veya toplu olarak, fiziksel veya ruhsal biçimde yaralanma da dahil olmak üzere manevi acılar çeken, ekonomik kayba uğrayan veya temel hakları esaslı bir biçimde zayıflayan ve bu suretle zarar gören kimseyi “mağdur” olarak tanımlamıştır. 2004 yılında 5170 sayılı yasa ile yapılan anayasa değişiklileri arasında anayasanın md.90’da yapılan değişiklik uyarınca mağdur kavramı belirtilen şekilde anlaşılması gerekmektedir. Bu bağlamda şüphelinin görüşleri yukarıda alıntılanan görüşleri tüm kadınları incitici nitelik taşımakta ve aşağılamaktadır.Bu suçun mağduru bütün sağlık çalışanlarıdır.

4- Yasal unsurları oluşmuş suç basın yoluyla işlendiği için TCK 218. maddenin de soruşturma kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir

5- Tüm bu sebeplerle şüpheli hakkında yasal soruşturmanın yapılarak hakkında ilgili yasa hükümlerini ihlal ettiği gerekçesi ile hakkında ceza davasının açılmasını etmek üzere Savcılığınıza müracaat etme gereği hâsıl olmuştur

Aile hekimliği çalışanlarının savaşı pandemi mücadelesi ile sınırlı değildir. Covid-19 dan daha ölümcül seyreden hastalıklara karşı bebek, çocuk, okul çağı ve erişkin aşılama programları ile savaştık ve savaşacağız.  Elbette ki özlük hakları mücadelemiz de devam edecek . Bilgisiz , üretme yoksunu ve akıl tutulması yaşayanlara rağmen … Hastalıklar  ve cehalet ile mücadelede kararlıyız ve  kazanacağız.
AHESEN YÖNETİM KURULU