Ana Sayfa / Sendikamızdan Haberler / TOPLU SÖZLEŞME DESTEĞİNDE YÜZDE İKİ ÜYE SAYISI HUKUKA AYKIRIDIR

TOPLU SÖZLEŞME DESTEĞİNDE YÜZDE İKİ ÜYE SAYISI HUKUKA AYKIRIDIR

MADDE 11‘de – 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 4’üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“EK MADDE 4- 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarına üye olup, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte 750 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda toplu sözleşme desteği yapılır.

Kamu görevlileri sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olup aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte toplu sözleşmeyle belirlenen tutarda toplu sözleşme ikramiyesi ödenir. Toplu sözleşme ikramiyesi ödenen kamu görevlilerine ayrıca toplu sözleşme desteği yapılmaz.

İkinci fıkraya göre üye sayılarının tespitinde ödeme tarihi itibarıyla 4688 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince Resmî Gazete’de yayımlanan en son tebliğ esas alınır.”  denilmektedir.

Bu hüküm Anayasanın 13. Maddesine aykırıdır.

Olağan hallerde temel hak ve özgürlükler Anayasa’nın 13. maddesine uygun olarak kanunla sınırlandırılabilir. Olağanüstü hâllerin gerektirdiği daha ileri sınırlamalar, kısmen veya tamamen durdurmalar ya da Anayasa’da “olağan zamanlar” için öngörülen güvencelere aykırı tedbirler, ancak ve ancak Olağanüstü Hal Kanunu ile alınabilir.

Bunun bir sonucu olarak, OHAL Kanunu dışında bir kanunda, OHAL için geçerli olabilecek temel hak sınırlamasının yapılamıyor olması gerekir.

Yetki kanununda yapılacak her bir değişiklik, mantıken, değişiklikten önceki hâle aykırı bir kural ile mümkündür. Kanun hükmünde kararname yetki kanunuyla eş değer olmadığından, onunla yaşayacağı bir çatışma, yetki kanununda değişiklik anlamına gelemez, aksine kanun hükmünde kararnamenin geçersizliğine yol açar. Bu mantık gereği, kanun hükmünde kararname ile yetki kanununda değişiklik yapılamaz. Aksini iddia etmek, Anayasa’nın 91. maddesinin açıkça ihlâlinden başka sonuç vermez.

ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ

Uluslararası Sözleşmeler Sendika özgürlüğünü güvence altına alan 87 sayılı sözleşme sendikal özgürlüklerin uluslararası çerçevesini belirleyen ILO sözleşmelerinin ilki ve en önemlisidir. Söz konusu sözleşmenin ikinci maddesinde “Çalışanlar ve işverenler, herhangi bir ayrım yapılmaksızın önceden izin almadan istedikleri kuruluşları kurmak ve yalnız bu kuruluşların tüzüklerine uymak koşuluyla bunlara üye olmak hakkına sahiptirler” hükmü yer alır. Ayrıca üçüncü maddesinde Çalışanların ve işverenlerin örgütleri, tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek; yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler.  Kamu makamları, bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahalelerden sakınmalıdırlar” düzenlemesi yer almaktadır.

Yine Olumlu Sendika Özgürlüğü kavramı Sendika Kurma ve Sendikaya üye olma özgürlüğünü içermektedir. Bu özgürlük ayrıca birden çok sendikadan dilediğini seçebilme özgürlüğünü de ifade etmektedir. Sendikalar, çalışma, yönetim, denetim, tasfiye, üst örgütler kurma ve uluslararası örgütlere katılma alanında tam bir özgürlüğe sahip olmalıdır. Bu özgürlüklerin anlam taşıyabilmesi için sendika ile devlet ilişkisinde sendikalara bağımlı hale getirebilecek düzenlemelerden kaçınılması gereklidir.

KHK ile yapılan bu değişiklik kişilerin istediği sendikayı seçmesine devletin müdahale etmesi anlamına gelmektedir.

EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRILIK

Anayasanın 10. maddesinde yer alan “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” ve “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.”

Devletin kamu görevlilerine toplu sözleşme ikramiyesi ödemesi gibi bir durum söz konusu ise yetkili sendikanın toplu sözleşmesi bütün çalışanlarının hakları açısından yapılan görüşme olduğundan bu ödemenin de bütün çalışanları kapsaması gerekmektedir. Bu madde ile belirli bir zümre ya da teşkilata imtiyaz tanınmış olmaktadır.

KAMU YARARI BULUNMAMAKTADIR

AYM, kamu yararı kavramını hukuk devletinin tanımına giren unsurlardan birisi olarak nitelemekte ve kanunların amaç unsurunu da kamu yararı olarak kabul etmektedir.

AYM bir kararında sadece yasa koyucunun özel çıkarlar için veya yalnızca belli partilerin veya kişilerin yararına olarak bir düzenleme yapıp yapmadığını araştırmakla yetinmeyerek, yasaların doğurduğu sonucun kamu yararına uygun olup olmadığını da incelemiştir. Koşulların değişmesiyle kamu yararını karşılayamaz duruma düşen kanun hükümlerinin dahi iptalinin gerektiğini söylemektedir.

EK-4 SON FIKRADA ÜYE SAYISININ TESPİTİNE İLİŞKİN DÜZENLEME

Bu fıkra başlı başına hak kaybı içeren bir düzenlemedir. Üye sayısının tebliği yılda bir defa uygulanmaktadır. Ancak yıl boyunca sendika üye sayısı değişebilir. Yıl içerisinde üye sayısının değişmesi söz konusu olabilir. Bu durumda üye sayısı düşen sendika üyelerine dayanaksız bir ödeme yapılması ve yine yıl içerisinde üye sayısı barajı geçen sendika üyelerine de kanundaki hakkın uygulanmaması söz konusu olacaktır.

Bu hali ile düzenleme hem açıkça Anayasa ve uluslararası sözleşmelere hem Kanuna hem de hakkaniyete aykırıdır. İptal edilmesi gerekir.

Gülümser UĞURLU ALAN
AHESEN AVUKATI