Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na göre salgın hastalıklarla mücadele etme görevinin yetkilisi Sağlık Bakanlığı’dır. Ülkemizin salgın hastalıkla mücadele ettiği şu günlerde, hastalıkla mücadelenin Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda bilimsel olarak düzenlenen programa göre altyapı oluşturularak ve salgının önlenmesine hizmet edecek bilimsel ve doğru yöntemlerle gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu mücadelede nefer olan sağlık çalışanlarının, sağlığını ve özlük haklarını korumak da mücadelenin kapsamında ve Sağlık Bakanlığı’nın görevi kapsamındadır. Son zamanlarda, sınır bölgelerinde, Sağlık Bakanlığı’nın altyapı ve bilimsel sistematiği olmaksızın keyfi görevlendirmeler söz konusu olmaktadır. Bu görevlendirmelerin salgını önlemeye yarayan bilimsel gerekliliği olmadığı gibi, salgının yayılmasına sebep olabilecek tedbirlerden de uzak olduğu ortadadır. Bu görevlendirmeler, risk taşıyan bireylere yönelik önlem alıcı tedbirleri de sağlamaktan uzaktır. Keyfidir ve bilimsel gerekliliği bulunmamaktadır. Zira bireyin ateş ölçümleri, termal ölçüm cihazları ile yapılabilmektedir. Şüpheli bireylere bilim kurulunun gözetimindeki bulaşıcı hastalıklar koordinasyonu müdahale edecektir. Ayrıca sınırda herhangi bir dayanak olmadan görevlendirmeler, çalışanların aile sağlığı merkezindeki görevlerini ve ilgili mevzuatı sekteye uğratmaktadır. Daha da vahim olanı ise covid 19 harici bulaşıcı hastalığı olan hastaları uygun koşullarda sevklerinin yapılıp hastanelerde tedavi etmek yerine ,ısıtması dahi olmayan çadırlarda tutup Aile sağlığı çalışanlarına nöbet yazılmasıdır. Aile sağlığı Merkezi yapılanmasına uymayan bu görevlendirmeler neticesinde çalışanlar ve hastalar hak kaybına uğramaktadır. Sınır nöbetine gönderilen çalışanların yerine görevlendirme yapılmamaktadır. Bu kişilerin hizmet vermekle yükümlü olduğu hastalar alması gereken hizmeti alamadıklarından sağlık hizmetlerinde başkaca ihmal ve aksaklıklar ortaya çıkmaktadır. Nöbet neticesinde uygulanacak izinler uygulanamamakta, görevlerini nasıl yerine getireceklerine dair düzenleme de bulunmamaktadır. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün COVID-19 Hastalığına Yönelik Sağlık Kuruluşu, Personel ve Faaliyet Türüne Göre Kullanılması Önerilen Koruyucu Ekipmanlar’ın kullanımı ile ilgili kılavuzunda “Ayaktan Tedavi Kurumlarındaki tüm Sağlık personeli” için “Tıbbi maske, Önlük, Eldiven, Gözlük/Yüz koruyucu” kullanılması gerekmektedir denilmekte oysa birinci basamakta çalışan aile hekimliği çalışanlarına yönelik gerekli koruyucu ekipman sağlanmamış ve bu ekipmanların nasıl temin edileceği de hâlâ belirlenmemiştir. Olası bulaş durumunda sağlık personelini koruyacak bir düzenleme de bulunmamaktadır. COVID-19 Hastalığı olma ihtimali olan hastalarla (bu aşamada aile sağlığı merkezine gelen her hasta bu şekilde değerlendirilmelidir.) teması olan sağlık çalışanları, muayene odasına girerken ayrı bir önlük ve eldiven giymeli, odayı terk ederken bu önlük ve eldiveni çıkarıp ellerini yıkamalıdır. Hastaya kullanılan tansiyon aleti, stetoskop, termometre gibi aletler, başka hastalara dezenfekte edilmeden kullanılmamalıdır. Bütün bu önlemlerin alınabilmesi için aile sağlığı merkezlerimize uygun ekipman Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanmalıdır.
Bütün bu gerekçe ve nedenlerle salgını önlemede en büyük görevi üstelenecek olan aile hekimliği çalışanlarının işe yaramayan tam tersine bulaşıcılığı arttıran ve diğer sağlık hizmet görevlerini aksatıcı bu keyfi uygulamadan vazgeçilerek mevzuata uygun sağlık hizmeti sağlanmasını ve bu mücadelede uygun koruyucu ekipman/malzemelerin tedarik edilmesini talep ederiz.