Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği‘nin geri çekilmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi talebiyle 30 Haziran ve 1 Temmuz günleri iş bıraktık.

AHESEN Genel Başkanımız Dr. Gürsel Özer, iş bırakma eylemleri öncesinde yaptığı açıklamada, “Sağlık Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl yürürlüğe konulan yönetmelik adeta bir ceza yönetmeliği halini aldı. Asıl görevi koruyucu hekimlik olan Aile Sağlığı Merkezlerine; belediyelerin yapması gereken defin işlemleri, Adli Tıp Kurumu’nun yapması gereken adli tabiplik görevi dahi aile hekimlerine verildi. Binlerce sorunun temel çözümünü sunmak üzere bulunduğumuz görüşme taleplerimizin tamamı Sayın Bakan tarafından geri çevrildi” dedi.

Dr. Özer, “Sağlık Bakanlığı tarafından sahanın muhatabı olan tüm sivil toplum kuruluşları yok sayıldı. Geçtiğimiz hafta bakanlığın düzenlediği sözde çözüm toplantısına hiçbir STK temsilcisi davet edilmedi. Bu toplantıda, Aile Sağlığı Merkezlerinin güçlendirilmesine yönelik 10 yıldır uygulanan projenin yeniymiş gibi sunulması ise bizleri hayrete düşürdü. 10 yıldır uygulanmaya çalışılan proje kapsamında öncelik kamu Aile Sağlığı Merkezleri’nin yapımı idi. Yapılmadı. Sendika ve diğer STK’ları muhatap almamasını, özel bir hastane patronu olarak haklı bulabiliriz. Belli ki Sayın Bakan özel hastanelerde çalışan hekimlerin de sendikalaşmaya başladığından habersiz. Sayın Bakan’ın atladığı en önemli nokta, diyalogdan kaçtıkça çözümün değil, yıkımın mimarı olacağı. Tüm yapmadıklarınız için sizi aklın, bilimin ve toplum sağlığı bilincinin yoluna davet ediyoruz. Hastanelerde randevu alamama, uzman bulamama gibi sıkıntıların yaşandığı bu günleri büyük kaosa dönüştürmemek için sizi sendikalar ve STK’ler ile son kez masaya oturmaya davet ediyoruz” diye konuştu.

AHESEN olarak 30 Haziran günü Sağlık Bakanlığı önünde toplandık ve ulusal basına eylemi duyurmaktan geri durmadık! Alanlarda en ön saflarda yer aldık ve Sağlık Bakanlığı önünü maviye boyadık!

Genel Başkanımız Gürsel Özer burada yaptığı konuşmada, “Biz bu yönetmelik kaldırılıncaya kadar her türlü eylemin içerisinde olacağımızı söylemiştik. Bu kara günde yine Bakanlığın önünde olmamız gerekiyordu. Ama Sayın Bakan, bizi burada görmeye bile tahammül edemedi. Kendisi bu yakın zamanda bir toplantı yaptı ve insanları çağırdı. ‘Bu toplantıdakiler aramızda kalsın’ dedi. Sayın Bakan herhalde şunu söyledi: ‘Ben aile hekimliği çalışanlarına söz verdim. Kayıtlı kişi sayılarını bin 500’lere indireceğim. Hak ediş kayıpları olmayacak. Ama yapamadım, aramızda kalsın.’ Sayın Bakan, siz ‘Ben şirketi önleyeceğim’ diye söz verdiniz! Kanun çıkardınız ama mobingi daha işler hale getirdiniz. Şiddeti daha da artırdınız. Bunları ‘Aramızda kalsın, söylemeyin’ mi dediniz? Sayın Sağlık Bakanı, bize iş güvencesi vadettiniz. Ceza yönetmeliği, keyfiyet yönetmeliği çıkararak ‘İş güvencelerini ellerinden aldım. Motivasyonlarını kırdım. Aramızda kalsın’ mı dediniz? Sayın Bakan, bir tek şunu ön göremiyorsunuz: Biz evet Bakanlığın önünde yer alamadık. Bizi orada görmeye bile tahammül edemediniz. Siz bizim taleplerimizi yerine getirinceye kadar biz gerekirse arkanızda, sağınızda, solunuzda, ensenizde olacağız ve asla geri adım atmayacağız!” dedi.