Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Demircan Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim’i kabul etti.

Bakan Demircan, Büyükelçilik görevine yeni atanan Hazar İbrahim’e ‘Hayırlı olsun’ diyerek ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Azerbaycan ile Türkiye’nin kardeş iki ülke olduğunu ve ilişkilerin ‘tek millet, iki devlet’ temasıyla yürüdüğünü belirten Demircan, İbrahim’e, “Siz burada misafir değil ev sahibi gibisiniz. İlişkilerimiz de bu çerçevede yürüyecek” dedi.

Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu’nun açılmasıyla iki ülkeyi de besleyecek büyük bir damar açıldığını kaydeden Demircan bunun tarihi bir olay olduğunu belirterek iki ülkenin birbirlerine artık çok kolay ulaşabilecek bir konuma geldiğini söyledi.

Türkiye’nin Azerbaycan ile her alanda olduğu gibi sağlık alanında da ciddi ilişkileri bulunduğunu belirten Demircan, bu ilişkilerin yapılan anlaşma çerçevesinde geliştiğini söyledi. Gelecek talepleri severek yerine getireceklerini vurgulayan Demircan, sağlık alanındaki bilgi ve birikimlerini her zaman Azerbaycan ile paylaşmaya hazır olduklarını ifade etti.

Sağlık alanında son on beş yıldır çok önemli atılımlar gerçekleştirdiklerini ve bu konuda bilgi birikimine sahip olduklarını belirten Demircan, bilgi desteğini ücretsiz olarak Azerbaycan’a verebileceklerini ifade etti.

Türkiye’nin sağlık alanında yenilikleri de başardığını belirten Demircan, “İlaç takip sistemi, PPP modeliyle hastanelerin yapılması, o büyük hastanelerin yönetilmesi konularında Türkiye çok büyük bir tecrübe sahibi oldu. Bu modelle 30 hastane yapacağız. Bunların dördünü şu anda açtık. Bunlar devam edecek. Böylesine büyük yapıları yönetecek kadroların da yetişmesi lazım. İnsan unsurunu yetiştirme noktasında Türkiye’nin 45 tane Tıp Fakültesi var. Bu fakültelerin hastaneleri var. Hastanesi olmayan fakülteler devlet hastanelerinden yararlanarak eğitimlerini sürdürüyor. Bu alandaki tecrübeleri de sizinle paylaşırız” diye konuştu.

İlaç ve diğer tıbbı malzemeler konusunda yerli üretimin önünü açtıklarını vurgulayan Demircan, aşı ve kan ürünleri konusunda da harekete geçerek yerli üretimin önünü açtıklarını belirtti. Demircan, “İhale yapıldı, şirket kuruldu. Kızılay ile yapılacak. Buna katılma şansınız her zaman var. Siz de Azerbaycan’dan toplayacağınız kanları burada ürettirebilirsiniz. Kendimiz yerli viral aşılar üretmek için laboratuvarlar kuruyoruz. Kırım Kongo Hastalığının tedavisinde kullanılan aşıyı dünyada ilk defa Türkiye üretti. Patenti alındı, denemeleri yapıldı. 2-3 yıl içerisinde Türkiye ve dünya pazarına sürülecek. Aynı laboratuvarlarda biz diğer viral aşıları üretme noktasında çalışıyoruz. Bu konuda da destek olmaya hazırız.” diye konuştu.

Türkiye’de olmaktan büyük bir şeref duyduğunu ifade eden Hazar İbrahim de “Kendi öz memleketimdeyim. Kendimi hiç yabancı hissetmiyorum” dedi.

Türkiye’nin sıhhiye sisteminin çok geliştiğini belirten İbrahim ziyaret ettikleri Bursa’da Uludağ Üniversitesi’nin Rektörü’nün açık kalp ameliyatı geçirdiğini ve rektörün birkaç yıl önce bu ameliyat için yurt dışına gitmesi gerektiğini söylediğini aktardı. İbrahim, rektörün şu anda Bursa’nın her tarafında bu ameliyatın yapılabileceğini söylediğini de sözlerine ekledi.

Hazar İbrahim, sağlık alanında, Türkiye ile işbirliği yapmaktan ve Türkiye’nin bu alandaki bilgi ve birikimlerinden yararlanmaktan memnuniyet duyacaklarını ifade etti.