Anayasamızın Çalışma Şartları ve Dinlenme Hakkı başlıklı 50. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan “Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.” hükmü ile tüm çalışanların ÜCRETLİ Yıllık İzin Hakları garanti altına alınmıştır.

Aile Hekimlerinin izin hakları Ödeme Sözleşme Yönetmeliğinin Geçici 3. Maddesi ile düzenlenmekte idi. Ancak Anayasa Mahkemesinin 11.9.2014 gün E:2014/82, K:2014/143 sayılı  5258 sayılı kararı Aile Hekimliği Kanunu’nun 8. Maddesinin B- İkinci fıkrasının “Aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarıyla yapılacak sözleşmede yer alacak hususlar.” ve “.Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Sağlık Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” bölümlerinin “sözleşmeli aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının izin hakkı” yönünden Anayasa’ya aykırı olduklarına ve izin haklarının kanunla düzenleneceği gerekçesi ile iptallerine karar vermiştir.  2014 yılındaki Aile Hekimliği Kanunu’nda yıllık izinler ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemesini hukuka aykırı bulması kararı sonrası Danıştay da Yönetmelik’teki ilgili maddelerin yürütmesini durdurmak zorunda kalmıştır.

Danıştay’ın bu kararı sonrası ortaya çıkan hukuki boşluğu kıyas yolu ile doldurmak için Kurum tarafından 11.05.2017 tarihli yazı ile aile hekimliği çalışanlarının izin süreleri için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi çerçevesinde görev yapan sözleşmeli kamu görevlilerine ilişkin izin hükümlerinin örnek alınmasına karar verilmiştir.

Bu durum karşısında bir an önce kanun taslağı hazırlamak zorunda olan bakanlık, bu konuda hiçbir adım atmamış, iptal sonrası süreci kıyas yöntemi ile resmi yazı ile kotarmaya çalışmıştır. Aile Hekimlerinin Devlet Memuru veya kamu kurum ve kuruluşlarının sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen Sözleşmeli Personel olmadıkları, sundukları Aile Hekimliği Hizmetlerinin, asli ve sürekli görevler olması ve ücretlerinin genel bütçeden ödenmesi nedeniyle “Kamu Görevlisi” olarak kabul edildikleri aşikar olduğu halde Bakanlık yazısı İzin süreli açısından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun  4/B maddesi çerçevesinde izin işlemlerini sürdürmeye çalışmıştır.

Anayasa Mahkemesi Kararı sonrası Bakanlık kanun taslağı  hazırlamak görevini ihmal ettiği gibi usulsüz 657 4/B dayanağı ile, Aile hekimliği çalışanlarının hak kaybı yaşamasına sebep olmuştur.  Yıllık izin süreleri  30 iken ;  1-10 yıl  arası çalışanlara 20 güne  ; Kendisinin ya da çocuğunun evlenmesi Eşinin, çocuğunun; kendisinin veya eşinin ana, baba veya kardeşinin ölümü ,Eşinin doğum yapması durumunda 7 GÜN olan mazeret izinleri Eşinin doğum yapması halinde 2 güne;  Kendisinin veya çocuğunun evlenmesi, annesinin, babasının, eşinin, çocuğunun veya kardeşinin ölümü halinde ve her olay için 3 güne düşürülmüştür.

Kadın personelin doğum izinleri , Doğumdan önce 8, doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere, toplam 16 hafta , çoğul gebelik hâlinde doğum öncesi 8 haftalık izin süresine 2 hafta eklenir hükmü aynı kalmıştır. süt izinlerinde de hak kaybı yaşanmış süt izni İlk 6 ay  Günde 3 saat İkinci 6 ay günde  1,5 saat            iken 1 yaşına kadar günde 1,5 saate düşürülmüştür.

Hastalık izinleri bir sözleşme dönemi içindeki her bir mali yılda, tek hekimin uygun görmesiyle en çok 10 günlük dönemler hâlinde, toplam 40 güne kadar olan izinler yeni düzenlemede danıştay kararı sonrası belirsizdir.

SAHU izinleri 1219 sayılı Kanunun geçici 9 uncu maddesi kapsamında sözleşmeli aile hekimliği uzmanlık eğitimine başlayan aile hekimlerinden hastane rotasyonu nedeniyle aile hekimliği görevlerini yürütemeyenler bu süre zarfında izinli sayılırken yeni oluşan süreçte bu konuda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.

Askerlik  ve  doğum sonrası  dönüş hakkı ve doğum sonrası ayrınılan ücretli izinler ve kongre , konferans gibi bilimsel etkinliklerde 5 gün olan izin hakkı ile alakalı olarak ta yeni süreçte herhangi bir düzenleme gerçekleştirilmemiştir.

Danıştay’ın kararı sonrası, günü kotarma adına kıyas yolu resmi yazı ile izin düzenlemesi Türk Tabipler Birliğinin danıştaya başvurusu ile son bulmuştur. Danıştay ikinci daire 2017/1729 sayılı kararı ile var olan izin haklarımızı da gasp eden resmi yazı ile izin düzenlemesinin yürütülmesinin durdurulmasına karar vermiştir.

Aile hekimliği uygulaması 15/09/2015  pilot illerde başlamış ve 2010 yılında  uygulama tüm illerimizde yaygınlaşmıştır. Anayasanın açık hükmü olduğu halde geçen yıllar süresinde,  Aile hekimliği çalışanlarının yıllık izinlerini düzenlemek için  herhangi bir çalışma yapılmamıştır.  Bu vurdumduymaz ve üzerine düşen görevi yapmama tavrı 2014 yılındaki Anayasa mahkemesi Kararına rağmen devam etmiştir.  Danıştayın yürütmeyi durdurma kararı sonrası da kanun taslağı çalışması yapılmamış hukuksuz süreç  günümüze kadar devam etmiştir.  Yönetmelikle izin düzenlemesi  mahkemece hukuka aykırı bulunmuş, Bakanlık yetkilileri hukuksuzluğu bir  adım ileri taşıyarak salt resmi yazı ile izin düzenlemesine gitmişlerdir.  Hukuka aykırı tavır maalesef aile hekimliği çalışanlarının haklarını kısıtlar bir yapıya dönüşmüş resmi yazı ile izin haklarımızın bir bölümü yine hukuka uyarlılık bulunmaksızın elimizden  alınmaya çalışılmıştır.

Özetle Aile hekimliği çalışanlarının yıllık izinlerini yasal zemine oturtmak için bakanlık gerekli çalışmaları yapmalıdır.  Aslında her şeyde hazırdır. Tek yapılması gereken kadük kalan yönetmeliğe Anayasamız gereği  ücretli izin  sözcüğünün eklenerek kanun tasarısı olarak  meclise sunulmasıdır. Geçen her gün bakanlığımız negatif performans yemektedir.

  • Sağlık bakanlığı bir an önce izinler konusunda kanuni düzenlemeyi yapmalıdır.
  • Kanun çıkıncaya kadar yürütülmesi durdurulan yukarıda detayları verilen yönetmelikteki izin süreler kısıtlama olmaksızın devam etmelidir.
  • Yasa tasarısında ise  izinlerde kısıtlama olmaksızın yönetmelikteki izin süreleri uygulanmalıdır.
  • Aile hekimliği çalışanlarının tüm izinleri ücretli olmalıdır.
  • Aile hekimliği çalışanlarının izin dönemlerinde Müdürlükçe geçici Aile hekim ve Aile sağlığı çalışanı atanmalıdır.

Yukarıdaki önermelerin yasalaşması çalışma barışı ve çalışanın dinlenme hakkının verilerek performanslarını yükseltmek için elzemdir.

Dr. Gürsel ÖZER

AHESEN Genel Başkanı