Bugün 14 Mart… Tıp Bayramı.
Bayramların “bayram” olarak kutlanabilmesi için toplumun sağlığı ve sağlık çalışanlarının da geleceğe umutla bakabilmesi gerekmektedir.
14 Mart Tıp Bayramı, dünyanın hiçbir ülkesinde kutlanmayan bir bayram ve sağlık çalışanları için derin anlamlar barındırmaktadır.
Hepimiz biliyoruz ki bundan 102 yıl önce bir 14 Mart 1919’da bir araya gelen ve düşman işgaline tepkilerini gösteren tıp fakültesi öğrencileri kendilerinden sonra bu günün bir bayram olarak kutlanmasına öncülük ettiler ama aslında o günden günümüze kadar da aydınlık bir meşaleyi de bize miras bıraktılar. Bu meşaleyi teslim alan bizler, vatansever aydınlar olarak 1919 Türkiye’sini işgal etme niyetinde olan düşman kuvvetlerine karşı bir cevabı, önemli bir cevabı hem de bu cevap bazen düşman kuvvetlerine karşı canını vermek şeklinde olmasına rağmen tereddütsüz yapılması gerekenleri yapmışlardır.
Yaşanılan Covid19 salgınında 1919’da teslim alınan meşaleyi taşıyan aile hekimliği çalışanları yeri geldiğinde kişisel koruyucu ekipmanları olmadan gözünü kırmadan ön saflarda mücadele etmiş ve yaşamını yitirmiştir. Zaten bizim mesleğimizi de mukaddes kılan da bu. Bizim mesleğimizi mukaddes kılan doğrudan insana “insani ve beşeri” hizmet edişimizdir.
Bir Başka tarihsel Anımsatma;
19 Mayıs 1919’da bir vapur Samsun limanına yanaşmıştır. İçindeki 15 kişi, vatanı kurtarmak için bilinmeyen bir geleceğe doğru yola çıkmıştır. Başkanları Mustafa Kemal Paşa’dır ve yanında 3 de doktor vardır; Dr. Refik Saydam, Dr. Abdulhak Adnan (Adıvar) ve Dr. Reşit.
Onlar, Paşa’nın çevresinde bir avuç yurtseverlerdendiler.
Yine ülkemizde halkın son derece bozuk olan sağlık hizmetlerini düzeltmek için yıllarca zorunlu hizmet dahil her türlü hizmetle sorunları göğüslemişlerdir, halkın her alanda hizmete gereksinmesi varken, yardımına her zaman koşmuşlardır. Özetle; hekimler ve sağlık çalışanları her zaman bu ülkenin alınyazısında belirleyici görevler üstlenmişlerdir.
Bu onurlu mesleğe sahip bizler devraldığımız aydınlık geleceğe taşıyacağımız meşale ve mücadele ruhuyla “Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası” AHESEN’i kurduk; ve bu tarihten itibaren aile hekimliği çalışanlarının sahadaki sesi, haklarının savunucu olduk.
Tüm bunların sonucunda bilindiği gibi ülkemizde bebek ölüm hızı binde 9,1. Diğer bir ifade ile bin canlı doğum başına 9,1 bebek ölümü gerçekleşti. Anne ölüm oranı yüz binde 13,6’ya geriledi. Bu rakamları veriyororuz, çünkü bunlar, ülkelerin gelişmişlik düzeyini yansıtan sağlık rakamlarıdır. Ülkemizin sağlık verileriyle gelişmiş ülkeler düzeyine gelmesini sağlayan AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞANLARININ çok büyük emeği vardır. Gebe izlemleri, bebek izlemleri, gebe bebek aşılamaları, okul taramaları ile sağlığın korunması ve iyileştirilmesine aile hekimliği çalışanlarının yadsınamaz emeği ile ulaşılmıştır. Yaşanılan salgında tüm dünyanın imrenerek izlediği Covid19 aşılama başarısı AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞANLARININ göğsünde taşıyacağı birer madalya olarak yerini almıştır.
14 Mart Tıp Bayramı’nın BAYRAM OLABİLMESİ için:
- Ocak 2021 tarihi itibariyle:
Açlık sınırı: 2.651,87 TL,
Yoksulluk sınırı: 8.638,02 TL,
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.222,48 TL olmuş iken, Aile hekimliği birimlerin de görev yapan Aile hekimlerine Ocak 2021 itibariyle ödenen baz birimlerde maaş 4100 , (Aile Sağlığı Çalışanları) ASÇ’lere, 2.730 TL’dir. Bölgesel farklarla birlikte bu maaş daha da alt seviyelere inebilmektedir. Baz hak edişli birimlerde hekim maaşları yoksulluk sınırının altındadır ve ek zam zorunludur. AKSİ TAKDİRDE DEVLET ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA PERSONEL ÇALIŞTIRACAK KONUMA DÜŞECEKTİR.
Maliye bakanlığı bize yeni sürprizler hazırlamıştır. vergi dilimlerindeki artış maalesef enflasyon oranının da yapılmıştır. Bir üst vergi dilimine daha erken gireceğimizden ötürü yapılan zammın bir kısmı geri alınmıştır. Bağımsız enflasyon kuruluşlarının % 30-35 bandında açıkladığı enflasyon rakamlarını dikkate alındığında ek ödeme yapılmadığı takdirde asgarin ücretin de altında , açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşam mücadelemiz devam edecektir. Kabul edilemez bu maaşların gecikmeden yaşanabilir bir düzeye alınması gerekmektedir.
- Bu güne kadar çözülmesi gereken sağlıkta etkin uygulanabilir şiddet yasasının bir an önce çıkartılmasının sağlanması öncelikli olarak gündeme ve alınmalı gereği yapılmalıdır.
- ALO184 şikâyet hattı olarak kullanılan telefon numaralarını kullanımına son verilmelidir.
- İllerde sağlık yöneticilerinin keyfekeder hukuksuz uygulama ve talepleri ile aile hekimliği çalışanlarına mobbing düzeyindeki uygulama ve taleplerine son verilmelidir.
- Hak edişler ivedilikle en fazla 2000 kayıtlı kişi baz alınarak hesaplanmalı ve kayıtlı kişi sayısı da belli bir planlama dahilinde bu seviyelere çekilmelidir.
- Aile Sağlığı Çalışanı – ASÇ’si olmayan aile hekimliği birimlerinin eksikliğinin biran evvel atamalarla giderilmesi için kadrolar, alımlar yapılmalı ve 657 sayılı kanun kapsamında istihdam modeline geçilmelidir.
- Sağlık raporlarının her isteyen kurum veya kuruluşun hiçbir yasal altyapısı olmadan aile hekimliği birimlerine yönlendirerek, kişilerin rapor alma taleplerine son verilmeli ve bu konuda yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.
- Aile Sağlığı Merkezleri kamu tarafından inşa edilmeli ve uygunsuz fiziki koşullarda sağlık sunumu yapılması sonlandırılmalıdır.
- Salgının önlenmesinde yol gösterici olan bilim kurulunda aile hekimliği akademisyenleri, aile hekimliği örgüt temsilcilerinin olması zorunludur bir an önce gereği yapılmalıdır.
14 Mart Tıp bayramı tüm sağlık emekçilerinin bayramıdır. Biz bayramımızı beyaz önlük ve formalarımızla maalesef kutlayamıyoruz. Asgari ücretin dahi altına düşen , yoksulluk sınırı altına inen maaşlarımız, bayram sevinci yaşamamıza engeldir. Yıllarca süregelen hak ediş kayıplarımız telafi edilinceye değin siyah forma , siyah maske ve bonelerimiz le çalışmaya devam edeceğiz.
AHESEN YÖNETİM KURULU